Sağlık

Doğurganlık Neden Azalır?

Türkiye’de Doğurganlık Neden Azalıyor Doğurganlığı Arttırmanın Yolları Nelerdir? Bebek sahibi olmak isteyen binlerce çift bu sorunun cevabını arıyor. Profesör Doktor. Canan Karatay, YouTube kanalında bu konuya değindi.

Minerallerin sağlığımıza ve doğurganlığımıza olan faydalarını anlatan Dr. Karatay, “Bunu tek başıma bir kez daha açıklamak isterim. Tek bir parçanın yüksekliği veya tek bir parçanın azlığı değerli değildir. Vücudu bir bütün olarak bırakmamız gerekiyor. Bunu her zaman vurgulamak istiyorum. Mesela tuz eksikliğinden bahsetmiştik. Kandaki tuz eksikliğinden bahsediyorum. Kanda tuz eksikliği olduğunda Hipokrat ne der biliyor musunuz? Tuz eksikliği diyor. Kısırlık diyor. Hipokrat. Tuz eksikliği durumunda gerçekten doğum kontrolü yapmak istiyorsanız tuzunuzu azaltın diyor. Bak ne kadar değerli. Bence bu tuz sıkıntısı çok değerli. Yani bana küresel bir senaryo gibi görünüyor. Bu bir. Kalsiyum eksikliğinden daha önce bahsetmiştik. Kalsiyum da vücutta eksik olduğunda bulunur. Ne oluyor? Erken menopoz. Üreme bozulur. Tuz eksikliği ve magnezyum eksikliğinde olduğu gibi amenore dediğimiz dönem durur ve erken menopoz gerçekleşir. Üreme durdu” dedi.

Doğurganlık İçin Gerekli Tuz, Kalsiyum ve Magnezyum

Bir insanın üremek için yeterli tuza, yeterli magnezyuma ve yeterli kalsiyuma ihtiyacı olduğunu anlatan Dr. Karatay, “Peki bunları nasıl elde edeceğiz? Onu açıklamaya çalışıyorum. Her zamanki doğal gıdalar çok değerlidir. Ama ne yazık ki toprağımız gıdalarımızda kirlendi. Havamız ve suyumuz kirleniyor. Özellikle son otuz yıldan beri toprakta toprak işlenirken şunu belirteyim üstadım, toprak ve bitkiler üretiyor, üretim artışı olarak üretime katıyor. Bakın, zirai ilaçlar, zirai ilaçlar, zirai ilaçlar, herbisitler de gösterildi ki bin dokuz yüz ellide, bin dokuz yüz doksan dokuzun ortalarında toprakta mineral kalmadı. Şimdi kalkıp elma yiyoruz, değil mi? Mineral almak için. O eski elmaların hiçbirinde mineral kalmadı. İçlerinde ne kaldı? Maden gitti. Fruktoz ile değiştirildiler. Fruktoz, karaciğer yağlanması, karaciğer bozulması, başta insülin direnci olmak üzere tüm hastalıkları başlatan en değerli ve tehlikeli şekerdir. Meyve şekeri. İşte özellikle bu yaz aylarında kullandığımız pestisit, pestisit, böcek ilacı ve sivrisinek ilacı dediğimiz zirai ilaçlar ne yazık ki vücudumuzu yok ediyor ve tüm bu mineralleri yok ediyor” dedi.

Vücutta Düşen Sodyum DNA’yı Bozuyor

Dr. Karatay, “Bu minerallerin yok olmasına, vücutta yok olmasına, az bulunmasına neyin sebep olduğunu biliyor musunuz? Ayrıca sodyum oranı düşüktür. Oh, tuz yemeyin, tuz yemeyin. Vücuttaki sodyumun düşmesi vücuttaki DNA’yı bozar. Vücudumuzdaki fabrikalardaki DNA’nın enerji üretebilmesi, ATP dediğimiz adenozin trifosfat üretebilmesi için sodyuma ihtiyaç vardır. Magnezyum ihtiyacı vardır. Bunlar çok değerli. Bu yüzden gerçekten yiyeceklerimizi olabildiğince organik tüketmeye çalışmalıyız. Sıfırlamamızın bir yolu yok. Ancak Türkiye’de çok fazla pestisit kullanılmaktadır. Pestisitlerin bir sınırı vardır. Sınır bile zehirlidir. Ama Türkiye’de aşırı kullanılıyor. Ve bu yüzden hastalıklar bu kadar arttı. Sebze ve meyvelerde tüm mineraller azaldığında hastalıklar artar. Örneğin astım 100’de 4.000 arttı. Bu bilimsel olarak Amerikan verileridir. Kalp krizleri yüzde üç yüz arttı. Kulak çınlaması arttı. Şeker stabilitesi bozuldu. Kana sodyum düştüğünde, magnezyum düştüğünde şeker dengelenmez. İnsülin direnci artar, sodyum düşükken insülin direnci kırılmaz. Ve uyuşturucu ile yaşları. İnsanlar korkmuştu. Tansiyon ilaçları ile tuzu vücuttan atıyoruz. Tuzsuz yem veriyoruz. Efendim, yazın terlemeyle, işte bulanıklıkla, beyin bulanıklığıyla, niyet bulanıklığıyla. Konsantrasyon eksikliği özellikle yaşlılarda, özellikle yaşlılarda tekrar ediyorum. Dengesizlik, düşme, sodyum, magnezyum ve kalsiyum eksikliği dediğimiz kan tuzu ve ayrıca olağan vitamin eksiklikleri hepsinin altında yatmaktadır. İlerleyen sohbetlerimizde vitaminlerden de bahsedeceğiz. Hepinize sağlıklı doğada temiz havada doğal gıdalara yönelmenizi, hatasız organik gıdalara yönelmenizi tavsiye ederim efendim” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu